İstanbul
Gün içinde hepimizin çeşitli sorumlukları var. Bunların bir çoğu olmazsa olmaz temel ihtiyaçlardan oluşuyor. Bunlardan biri de temizlik! Eğer çalışıyorsanız hafta içi, iş sonrasında yemek yapabildiysek kendimizi başarılı hissediyoruz. Genelde temizlik hafta sonuna kalıyor ve açıkcası her hafta sonu en az yarım günümü temizliğe vermek bana saçma geliyor. Bunun da kendimce kolay bir yönetimini bulduğumu düşünüyorum. Öncelikle çok titiz bir insansanız büyük ihtimal benim yazı size hiç uygun olmayacak, zira temel düzeyde, hayatı idame ettirecek düzeyde temizlikten bahsediyorum :)
Üniversite bittikten sonra bir süre yalnız yaşamıştım, haftada bir gün temizlik günü yapıyordum (annemden böyle gördüm). Temizlik günlerinden nefret ederdim! Ama kirli ve dağınık ortamlardan da pek hazetmediğim için zorla da olsa temizlik günlerim olurdu. Derken evlendim artık daha büyük bir ev vardı, biraz annemin de ısrarıyla haftada bir gün temizliğe bir abla gelmeye başladı. Çarşamba günleri yarım gün gelip, evi çekip çevirirdi. Haftanın ortası, iş sonrası temiz eve gelmek harika oluyordu ama muhakkak bir şeyleri bulamazdık ya da bir şeyler istediğim gibi olmazdı. Üç seneye yakın bu şekilde devam ettik, ablamız işi bıraktı. Üç yılın verdiği bir tanışıklık olduğu için, aynı ilişkiyi bir başkasıyla sıfırdan kurmanın zor olacağına karar verdik ve başka biriyle çalışmadık. O noktadan sonra Savaş’la ben bu işe el koduk. Cumartesi günleri sabahtan yarım gün temizliğe ayırmaya karar verdik. İki kişi çok da zor olmasa gerek diye girdik bu işe ama resmen beceremedik. Bazı haftalar işimiz çıkıyordu yapamıyorduk, bazen canımız istemiyordu, bazen yarım yamalak bir şey yapıyorduk. Evde her daim uçuşan saç yumakları görmek çok can sıkıcı oluyordu.
Sonra Londra’ya taşındık, ilk üç ay bir odada kalmıştık, bir oda ve banyosu vardı. Oda hiç dağılmıyordu, az eşya az sorumluluk… Zeten bu şekilde tanıştım minimalizimle. Haliyle bir temizlik gününe ihtiyaç duymuyorduk. Sonra başka bir yere taşındık, sorumluluk arttı. Bir oda bir banyodan, iki oda bir banyo ve mutfak oldu. Ama hala temizlik gününe ihtiyaç duymuyorduk. İlk evden sürekli olarak evi derli toplu tutma alışkanlığını devam ettirebildik. Sonra biraz daha büyük bir eve geçtik. Sorumluluklar git gide artmaya başladı ama hala bir şekilde evi minimum seviyede derli toplu, temiz tutmayı başarıyorduk. Bu noktada az eşya ve sürekli temizlik ilkesiyle bunu bir noktada tutmayı başardığımızı düşünüyorum.
Sonra Zeynep doğdu. Tam anlamıyla çuvalladık! Dışardan hiç bir yardım almadan bir bebeğin bakımı, iş, yemek, temizlik… Bunlar içinden bazılarından vazgeçmek gerekiyordu. Temizlik kendiliğinden ortadan kayboldu. 3 aya yakın zaten bütün hayatımız bizim odada geçti. Zeynep’in olduğu yerleri minimum seviyede temiz tutmaktan başka elimizden bir şey gelmiyordu. Derken Zeynep büyüdü artık bu temizlik işini ciddi olarak ele almak gerekiyordu. Çocuk emeklemeye başladı, ben işe başladım vs derken her şeyden önce çocuğun sağlığı için daha temiz bir ortam yaratmak gerekliydi. 20 dakikanın kerameti yazımda aslında bu işi nasıl ele aldığımdan bahsetmiştim. Temizlik günü diye bir şey bizim için zaten mümkün değildi, temizlik saati bile imkansızdı. O yüzden sürekli temizlik (continuous development gibi bir şeyden bahsediyorum!), hep temizlik ilkesiyle sahalara geri döndüm!
Ve bugün size 5 altın kuralımdan bahsedeceğim!
Kural 1: Sürekli temizlik!
İlk kuralımız gayet basit, haftada bir gününü temizliğe ayırmaktansa sürekli gün içinde bulduğun boşluklarda bir yerleri temizlemek. Mutfakta kahve mi yapıyorsunuz? Kahvenin pişmesi 5 dakika sürüyorsa o sürede mutfak tezgahını silebilirsiniz. Dişlerinizi fırçaladınız hemen arkasından lavaboyu siliyorsunuz. Banyo sonrası hızlıca duşu cifleyebilirsiniz. Bulduğunuz her anı değerlendirip bir yerleri toparlayıp, temizlemek!
Kural 2: Mutfağı temiz tut!
Benim için mutfak temizse ev temizdir! Bence en çok kirlenen ve çok kolay dağılan yer mutfak. Sürekli iki kişi evden çalışıyoruz ve yemek hep evde yeniyor. Mutfak temizliğinin ucunu kaçırırsanız, işler çığrından çıkıyor. Yemek yendikten sonra bulaşıklar hemen makinaya atmak, yemek yaptıktan sonra yemeğin pişme süresinde hızlıca dağılan mutfağı toparlamak bunlar hayatınızı inanılmaz derecede kolaylaştıracaktır. Birikmiş bulaşık varsa ve ufak bir ara varsa, 10 parça yıka ve bırak yapıyorum. 10 tane genelde 15 parça olur ve gözümde büyüttüğüm işi kolayca hallediyorum.
Kural 3: Her gün ev için bir şey yap!
Ben bunu bir senedir kendime kural olarak koydum. Bu da aslında sürekli temizlik kuralıyla aynı ilkede. Sadece bunu bir alışkanlık haline getirmek lazım. Her gün ev temizliği için en az bir şey yapmayı kendinizi alışkanlık haline getirirseniz, bir daha asla büyük temizlik gününe ihtiyaç duymazsanız. Kendime her gün bugün temizlik için ne yaptım diye soruyorum :)
Kural 4: Fazla eşyadan uzak dur!
Bu işin en önemli kuralı az eşya, az sorumluluk, az temizlik! Düzenli olarak gardrop temizliği yapmak kendiniz için yapacağınız en iyi alışkanlıktır. Bir insan gardrobunda ne olup, olmadığını bilmiyorsa genellikle ihtiyaç fazlası eşyası vardır. Yeni bir şey almadan önce eskisinin kullanılmayacak duruma geldiğinden emin olmak lazım. Aynı durum mutfak araç gereçleri veya eve alınacak her şey için geçerlidir. Evde bir benzeri olmadığına ve gerçekten ihtiyacımız olduğuna emin olduktan sonra almak gerek.
Kural 5: Temizlik araç gereçlerinde bonkör ol!
Temizlik için gerekli araç gereçleri almak işinizi kolaylaştıracaktır. Süpürgenin iyisini, cam silmek için en ideal aparatı, toz almak için en iyi bezi tedarik edin. Amacımız hızlı ve temiz iş çıkarmak olduğu için bu konuda bonkör davranmanızı tavsiye ederim. Geçen sene birilerinin tavsiyesiyle toz bezi aldım, iki beze dünyanın parasını verdim. Birini toz almada diğerini mutfak temizliğinde kullanıyorum. Parasını sonuna kadar hakediyor.
. . .
Son olarak temizlik sadece kadınların sorumluluğunda değildir. Bütün ev ahalisi elini taşın altına sokmalı! Beraber kirletiyorsak, beraber toplamalıyız. Dün Zeynep’in odasını Zeynep ile birlikte topladık, oyun gibi başladık bir anda odayı tertemiz yaptık. Ağaç yaşken eğilir!
Comentários