Halledilecek işin boyutu ne kadar büyükse, işe başlaması o kadar zor olur. Sadece işe başlaması değil, işi devam ettirmesi de ayrıca bir eziyet olur. Hepimizin hayatlarında vardır böyle örnekler. En klasik örneklerden biri kilo vermektir. Verilecek 30 kilo fazlanız varsa, bu iş gözünüzde çok büyür. Yeterli motivasyonu buldunuz ve başladınız varsayalım. 3 kilo verdikten sonra kalan 27 kilo, ilk başta başlarken ki 30 kilodan bile daha fazla gözünüzde büyür. İşe başladınız ve zorluklarıyla yüzleştiniz. Artık kalan 27 kiloyu verirken yaşayacağınız zorlukları çok daha iyi biliyorsunuz. O yüzden kilo verme yolculuğunda olan insanların bir çoğu ideal kilosuna gelemeden pes ederler.
Maydanoz Teorisi
Bugün size bu konuda kendime uyguladığım bir teoriden bahsetmek istiyorum. Teorimizin adı ‘Maydanoz Teorisi’. Kısaca Maydanoz Teorisi şudur, bitirilmesi gereken işi parçalara böl, işin biten kısmına odaklan, geriye kalan kısmı unut! Adı neden maydanoz derseniz, maydanoz temizlemekten pek hoşlanmıyordum, ne zaman başına otursam beni afakanlar basıyordu. Bu işi nasıl eğlenceli hale getiririm diye düşünürken uydurduğum bir teoridir kendisi. Maydanozların bir kısmını alıp diğer kısmın üstünü örtüyorum. Odağımı az miktarda olan kısma ve temizlenmiş maydanoza çeviriyordum. Asıl büyük kısma bakmıyordum, yani görmezden geliyordum. Görmediğiniz şey yok olur! Bir süre sonra temizlenmiş maydanoz miktarının arttığını gördükçe mutlu olup, işin biteceğine olan inancım artıyordu. Bu da aradığım motivasyonu bana veriyordu.
Bu mu yani bütün hikaye demeyin, inanır mısınız bunu nerdeyse her şeye uyguluyorum ve bende inanılmaz çalışıyor. Bahçede temizlenmeyi bekleyen kuru yapraklar var. Eğer odağım bütün bahçede olursa, iş on kat daha büyüyecek gözümde. Ben bahçenin bir kısmına odaklanıyorum ve topladığım kuru yaprakların miktarı arttıkça kendimi takdir ediyorum.
Yıkanması gereken bulaşıklarım var ve tahmin edersiniz ben yine başlıyorum darlanmaya. Bulaşıkların bir kısmını lavabo içine koyuyorum, diğer kısmı unutuyorum. Tek görevim var, lavabonun içini bitirmek. Yıkanan bulaşıkları gördükçe mutlu oluyorum. E o kadarını bitirince gerisi geliyor.
Bitirilmesi gereken bir kitabınız var. Kalın ve sıkıcı olanlardan. 500 sayfa! Unutun o 500 sayfayı, sadece ve sadece 50 sayfasını odağınıza koyun. Bakın bakalım nasıl hızlı bitireceksiniz!
Kilo verme örneğine geri dönelim.
30 kilo vermen gerekebilir. Bunu biliyorsun ama bunu gözünün önünde sürekli tutarsan bu sana ızdıraptan başka bir şey vermez. Yapılacak iş şu, 30 kiloyu unut. Sadece 5 kilo vermen lazım! 25 kilonun üzerine kafanda bir örtü ört. Tek vermek istediğin 5 kilo. Kilo verme sürecin başladı, 3 kilo gitti bile. Ama insanoğlu eski alışkanlıklarına çabuk dönmek istiyor. Zaten ilk 3 kilo da hemen gidiyor. Sende bir kurtlanma olmaya başladı. Eğer 27 kiloya odaklanırsan geçmiş olsun, süreci bırakman an meselesi. Odağını değiştir ve verdiğin 3 kiloya odaklan. Aynaya bak mesela 3 kilo da olsa vücudundaki değişikliği görebilirsin. Hem zaten ne kaldı şunun şurasında 5 kiloya tamamlamaya! Diyeceksin ki ama bu kendini kandırmak, 5 değil 30 kilo vermek istiyorum. Hah işte böyle bütün mesele kendini kandırmakta. Maydanozun üstünü örtünce beyin onu yok sayıyor. Sadece gördüğüyle ilgileniyor. Sen illa çomak sokmak istiyorum demezsen beyin böyle çalışan bir organ. Zaten kendini kandırabilen insanlar böyle işlerin üstesinden geliyor.
Beyin kolay kandırılabilen bir organ. Ona ne gösterirseniz onu var sayıyor. Ona bitirmesi gereken kısmı verin. Net olun, o da size net ve hızlı cevaplar versin. Unutmayın hayat biraz da kendini kandırabilme sanatıdır.
Bir sonraki yazıya kadar hoşça kalın 👋
留言