Gerçek Hayatta Planlar Neden Çoğu Zaman Başarısız Olur?
Her başarı hikayesi bir istekle başlar. Bu istek bazen bir hayalden doğar, bazen ise zorunlulukların getirdiği bir ihtiyaçtan kaynaklanır. Nasıl ve neden başladığımızdan bağımsız olarak, hepimizin aklında bir hedef belirir. O hedefi gerçekleştirmek ise dikkatli bir planlama ve istikrar gerektirir. Peki, bu yolda gerçekten neye ihtiyacımız var? Bugün size, başladığınız her işte başarılı olmanın ve istikrarı korumanın sırlarını anlatacağım. Hazırsanız, başlayalım!
Hedefi Somutlaştırın: Belirlediğiniz hedefi ulaşılabilir ve net bir plana dönüştürün. Örneğin, İngilizce öğrenmek istiyorsanız gözlerinizi kapatın ve hayalini kurduğunuz yabancı ülkede kendinizi hayal edin. Bir kafede oturmuşsunuz ve rahatlıkla İngilizce konuşuyorsunuz.
Adımları Belirleyin: Bu hayali netleştirdikten sonra, hedefinize ulaşmak için atmanız gereken adımları belirleyin. Günlük olarak neler yapmanız gerektiğini araştırın, çalışma materyallerinizi seçin ve detaylı bir program oluşturun.
Disiplinle Uygulayın: Oluşturduğunuz programı disiplinle uygulayın. Programınıza sadık kalmak, hedefinize ulaşmanızda kritik bir rol oynar.
Verimlilik, zaman yönetimi, alışkanlık edinme gibi konularda yazılmış bütün kitaplarda bulabileceğiniz bir bilgiden bahsettim: Hayalini somutlaştır, çalışma planını belirle ve günlük programına uy! Ancak hepimizin bildiği üzere hikaye bu kadar basit değil. Günlük hayat, hiç de beklediğimiz gibi gitmiyor. İki-üç gün programa sadık kalsak bile, dördüncü gün bir şeyler oluyor ve bir anda programdan uzaklaşıyoruz. Birkaç gün ara verdikten sonra büyük bir isteksizlik oluşabiliyor. Bu isteksizlik o kadar güçlü bir hal alabilir ki hayalinizi aslında istemediğinizi bile sanabilirsiniz. İşte bütün o kitapların gözden kaçırdığı nokta şudur: Söz konusu insan olduğunda, dünyanın en iyi yöntemi de, en iyi planlaması da olsa her şey bozulabilir.
Fakat hepimizin fark ettiği üzere, bazı insanlar bu programlara sadık kalma konusunda çok daha başarılıdır. Nasıl oluyor da sizin kısa sürede pes ettiğiniz bir işi, bir başkası uzun soluklu bir çalışma ile nihayete erdirebiliyor? Hiç mi bu insanların hayatlarında beklenmedik şeyler olmuyor? Nasıl oluyor da istediklerini elde etme yolunda bu kadar istikrarla çalışıyorlar? Bugün size bir sır vereceğim: Bundan sonra başladığınız işi yarım bırakmayacaksınız.
Biraz daha derinleşelim!
Günlük programımıza ilk günler sadık kalmakta zorlanmıyoruz, çünkü kurduğumuz hayal henüz canlı ve gerekli motivasyonu veriyor. Ancak üçüncü günde, devam etmek için yeterli gücü bulamıyoruz, çünkü motivasyonun sürdürücü gücü çok azdır. Üçüncü gün sonrası, motivasyonun yerine çok daha güçlü ve uzun soluklu ilerlemenizi sağlayacak öz disipline ihtiyacınız vardır. Öz disiplini sağlam birinin alacağı yol çok daha uzun soluklu olur. Artık bize asıl lazım olanın motivasyon değil, öz disiplin olduğunu biliyoruz.
Akıllara hemen şu sorunun geldiğini biliyorum: Öz disiplini nasıl geliştirebilirim? Bu, tek başına bir yazı olacak kadar önemli bir konu. Ancak sizi bir sonraki yazıya kadar bekletmeyeceğim ve en kolay yoluyla anlatmaya çalışacağım. Hikayenin temeli, hangi konu olursa olsun günlük rutinlere dayanıyor. Günlük rutinlerine sadık kalan ya da kalabilmek için çabalayan insanların, bir süre sonra öz disiplinlerini geliştirdiklerini söyleyebilirim. Charles Duhigg’in The Power of Habit adlı kitabında da rutinlerin oluşturulmasının, öz disiplini artırmanın bir yolu olduğu belirtilmektedir. Alışkanlıkların otomatik hale gelmesi, bireyin disiplinli davranışları sürdürmesini kolaylaştırır. Olayı sakın gözünüzde büyütmeyin, oldukça küçük rutinlerle başlayabilirsiniz. Günlük rutinler hakkında yazılmış diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.
Öz disiplini gözünüzde büyüttüm, değil mi? Zaten, öz disiplin küçük bir konu sayılmaz. Eğer bana 5–6 yıl önce bir şeyi elde etmenin formülünü sorsaydınız, hiç tereddüt etmeden ‘disiplin olmadan olmaz’ derdim. Ancak geçmişe dönüp baktığımda, öz disiplinim aynı olmasına rağmen bazı konuları tamamlamakta diğerlerine göre çok daha başarısız olduğumu fark ettim. Örneğin, spor konusunda geçmişim pek parlak değildir. Yazılım veya mesleğimle ilgili konularda ne kadar istikrarlıysam, sporda aynı derecede istikrarlı değildim. Son 15 yıla baktığımda, hayatımın her aşamasında çeşitli spor dallarıyla uğraştığımı görüyorum. İtiraf ediyorum, birçoğunu devam ettiremedim. Öz disiplinim fena olmasa da, spor serüvenlerim 2–3 günde bitmedi; ancak 8–9 aydan fazla da sürmedi. Kalıcı bir spor alışkanlığı elde edemedim.
Geçmişi düşündüğümde, bazı konularda çok daha başarılı olduğumu fark ettim. İngilizce öğrenmeye başladığımdan beri bu konuda istikrarlı bir şekilde ilerleyebildim. Bir itirafım da şu ki, bu konuda pek yetenekli olduğumu düşünmüyorum. Okul hayatını saymazsak, son 10 yıldır İngilizce hep hayatımda oldu.
Peki, çok yetenekli olmadığım bir konuda nasıl istikrar sağladım?
İngilizce öğrenmeyi gündemime aldıktan sonra, her dönemde bu konuda ilerlemek için bir şeyler yaptım. Geçmişe dönüp baktığımda, bu uğraşların hepsinin ortak özelliğinin, benim yapmaktan keyif aldığım şeyler olduğunu fark ediyorum. Önceleri bir konuşma kulübüne kayıt olmuştum. İşten sonra gidiyor ve yabancı hocalarla birlikte bir sürü aktivite yapıyorduk. Gerçekten eğleniyordum. Eve gelip ders gibi çalışmıyordum, ama küçük notlarıma bakmayı ihmal etmiyordum. Sonra sevdiğim şarkıları anlamak için kendimi zorluyordum, bu da zaten severek yaptığım bir şeydi. Daha sonra dizileri İngilizce altyazıyla izlemeye başladım. İstanbul’daki evde, her akşam iş çıkışı çalışma odasındaki koltuğa geçip, içecek eşliğinde dizi izliyordum. İnanın, o zaman anlama oranım o kadar yüksek değildi ama bir şekilde dizi izlemek ve günü geride bırakmaktan çok zevk alıyordum. Siz bir eyleme ısrarla devam ettikçe o konuda ilerlediğinizi görüyorsunuz ve bu, daha da zevk almanıza sebep oluyor. Zaten daha sonra YouTube’a sarınca, sanıyorum, bir daha bu konuyu hiçbir zaman sorun etmedim.
Yazının başında, istikrarın arkasındaki sırrı verdim: Eğlenmek! Ne yaparsanız yapın, o işi eğlenceli hale getirmenin yollarını bulun.
Hatta size iddialı bir cümle söyleyeceğim: Yeterince öz disiplin sahibi olsanız bile, eğlenmeden yapmaya çalıştığınız her işi bir gün bırakırsınız. Ancak, öz disiplin konusunda çok iyi olmasanız bile, işi eğlenceli hale getirmenin bir yolunu bulursanız, o işi hayatınızın bir parçası haline getirebilirsiniz.
Sonuç olarak, başarı ve istikrarın anahtarı, sadece disiplin değil, aynı zamanda yaptığınız işten keyif almayı bilmektir. Disiplin sizi bir noktaya kadar götürebilir, ancak gerçekten sürdürülebilir bir başarı elde etmek istiyorsanız, yaptığınız işi eğlenceli hale getirmeli ve onu bir iş gibi görmemelisiniz.
Bir sonraki yazıya kadar esen kalın 👋
Comments